20110111

Amelie Soundtrack 4 - Comptine d'un autre été: L'après-midi




Şu saatte, şarap kokan nefesimle, gözlerim şu melodide doluyor. Doluyor, neden dolduğunu bilmediğim için ben kızıyorum. O doldukça ben daha çok öfkeleniyorum. Nedenlerim gereksiz, sessiz, saçma.. Ama bu, ağladığım gerçeğini maalesef değiştirmiyor.Geçirmiş olduğum bir seneyi hayatımdan söküp atmak istiyorum. Sanki ciğerlerim parçalanıyor, sanki nefes borumda çatlaklar oluşuyor. Sanki gitgide daha da soğuyor bedenim ve ruhum birbirine. Kendimden uzaklaşıyorum.Geceye has bu hislerim, dileğim bu yönde.. Geceye has ve ben yarına koşmak adına, sınav gerçeğini sarhoşluk gerçeğiyle örtüp, bedenimi yatağıma sürüklüyorum. Geceye hastı acılar, hastalıklar.. Geceyi sevmiyorum, eskisi kadar.Halbuki bu film demek umut demekti, sebepsiz umut, gerçek dışı bir dünyadan medet umabilecek kadar umut demekti. Acı denilen şeyi eskiden daha çok severdim ben.. Şu lanet boğazımdaki lanet düğüm olmasaydı daha mutlu olmaktan seve seve keyiflenebilirdim. Oyalanabilirdim ben de, hayattaki en büyük amacım sevdiğim adamı elde edip onunla çoluk çocuk sahibi olmak olabilirdi.Şimdi o özgüvensiz, o aptal aşık, o bağlı ve bağımlı, dibine kadar sadık, sefil derecede tutkulu, boyun eğmiş ben çekip gitti ya; bu defa diyorum, bu değişmiş benim, o denenmiş ve başarılamamış "ilişki"yi daha da güzel bir şekilde sonuçlandırabilir miyim acaba...Bu soruları hep ben soruyorum kendime.. Bazen kulak misafiri olan bir adam, akışına bıraksana, bırak deneyelim diyor.O hiç soru sormuyor.. O sadece bırak, diyor. Düşünme, üzülme, bağlanma, hayatının merkezine koyma, her şeye fazladan anlam yükleme diyor. Ağlama diyor; gülümse, içinden gelmese bile beni delirtmemek için gülümse. O hep istiyor.Ama dinlerdi ya beni arada, cümleler kurardı. Bir sabah saat altıda kalkıp benimle pasaport kuyruğuna bile girmişti ya hani?Yetin Elif, sana gülümseyerek baktığında, yüzünü avuçlarının içine aldığında sevinerek yetin. De ki, bu adam seni seviyor. Bu adam seni, kıymetlim diye seviyor.Da, insan kıymetlisinin ciğerini söke söke ağlamasına sebep olur mu? İnsan fotoğraflarını kesecek kadar canını yakar mı kıymetlisinin? İnsan hep sonradan anlar mı? Ve kıymetlim dediği insanı, hiç mi anlamaz? Ve daha da önemlisi; acaba diyorum, insan kıymetlisi bildiği insana, arada benim de hatam olmuş olabilir, ya da bu kızın suratı asıksa bunda benim de payım olabilir diye sormaz mı?Ben gülümseyeceğim kızgın ve kırgın olduğumda. Sonra kapalı ve tenha bir yerde eğer haklıysam ağzına bile sıçabilirim... Böyle demişti.Kendi kendimi ikna etmek zorunda bırakan sözde kıymetlisi olarak sevmiş olan adam mı? bana bu duyguları o mu yaşatıyor? Sevgi bu mu?

Gece gece gene mahvetti beni..

Hiç yorum yok:

İzleyiciler