20101119

ettim.

Kapana kısılmadım ben. Köşeme çekilip acımı hazmederken kendime bıçağı saplayıp döndüre döndüre işkence etmek için sevmedim karşımdakini. Kimseyi kendimden uzaklaştırmak için, hayatını mahvetmek için, canını acıtmak için, değersiz hissettirmek için sevmedim. Dizlerimi dövecek kadar büyük bir kaybım da büyük bir acım da olmadı şu güne kadar. Oldu gene, yalan olmasın, bir sürü canımı yakan şey oldu da, o kadar da zavallı değildim ben, illa birilerinin sözde terapisine muhtaç olacak kada. Bu arada sadece kendi derdime yoğunlaşıp karşımdakine yok gibi davranayım diye de acılarıma sığınacak kadar hastalıklı olmadım. "Hadi sen gel hayatıma gir hayatım ol sonra ama sakın bağlanma ve sakın benim bağlanmaya hazır olduğumu da düşünme" rollerine de bürünmedim. Bütün bütün sevdim parça parça değil. Sağ elimin işaret parmağı sevdiğimin kalbine değmeden uyumak istemeyecek kadar çok sevdim boşuna değil. Yaptığım hatalar beni yanlış insan haline getirecek kadar ciddi değildi hiçbir zaman, aksini iddia etmesin kimse. Hüznümle acımla karşımdakinin hayatını zor kılmayı bırak onu başkasının kucağına itecek kadar can sıkıcı olmadım ben. Tahammül sınırım karşımdakine göre çok yukardaymış onu anladım. Hayatta hiçbir şey zor değil, hiçkimse vazgeçilmez değil, kimse de tamamen güvenilir değilmiş. Herkes insan, herkes kusurlu. Herkes bencil, insanız biz. Ben kendi kendisine acıyarak günleri ve gecelerini mahvedecek ve kırk gün mağaraya çekilip çile dolduracak biri de değilim, kırk gün mağara çilesi yirmi otuz kırk elli altmış yıllık insan hayatı çilesinin yanında ne ki... Saçmalamasın kimse, hayat kimse istedi ya da kimse istemedi diye durmuyor öylece. Dünya da dönüyor, trafik de akıyor hatta öyle çok akıyor ki sonunda tıkanıyor... Şimdi benim uğruna üzülmeme değecek bir adam mı geldi geçti hayatımdan? Sorgulanmaz mı bu. Soruyorum adı olmayana, havada asılı durana, cevap verebilecek mi neden oldu bu diye sorsam. Mutlu edemeyişim değil "ruhunun ihtiyaçlarını karşılayamamış"lığım itham sebebi, veda sebebi, terk sebebi ise; yazık diyebilirim yazık! Ruh doyumsuzdur, sevgi ruhu doyumluluğa sevk eder. Sevgisiz ruh savrulur, bedenlerde anlam arar, bulamaz. Bir bedenden öteye gidemeyecek kadınlarla ulaşacaksa amacına, kıstaslarını karşılayacak kadının kulağı büyük dudağı gülümser gözü mutlu bakan ve vücudu çekici olan bir kadın olması gerek. Titiz tertemiz ağzından kötü söz ve yüksek volüm çıkmayacak. Evinin kadını çocuklarının anası :) Ailesi kusursuz. Hastalıksız, şikayetsiz. Telaşı bilmeyen. Vardır böylesi de, istemem bulmasını. Yalan değil canım acıyacak görnce ve duyunca ama biliyorum sevecek ve sevişecek kuvvetle muhtemel az çok tanıdığım bir hemcinsimle. Hani geçecek ya o zaman umrumda olmayacak ya hiçbir şeyi... O gün ne zaman gelecek bilmiyorum ama elimden geldiğince çabuk gelmesini sağlayacağım. Başka insanlarla başka heyecanlar düşlemiş. Tek bir defa gördüğü "arkadaş arkadaşları"na sarkıntılık ediyordu. Başkalarını düşlüyordu benimleyken. Bana canım demeden bir saat önce düşleriyle defalarca aldattı beni. Kendimi kaç kez az hissettim, azalmış veya hiç çoğalmamış. Ben eksiklerime yoğunlaştırıldım onun tarafından yapabilirsin dedi hep ama yapamayacağıma olan inancı ezdi geçti yaptıklarımı ve yapabildiklerimi. Sen gülmeyi öğrenemedin dedi. Gülememişim. Açıp iki fotoğrafa bakmaktan aciz bırakmış kendisini, her fotoğrafta kahkahalarla güldüğümü göremeyecek kadar kör etmiş gözlerini başka aşklar peşine düşme tutkusu. Merak ettiği hayatlar o dokunmadan kirlenmişti, o kire bulanmak isteyecek mi? İstediği kadar titiz değildim belki istediği kadar gülümseyemedim de, bilmiyordum çünkü geç yaşadım sevmeleri. Ama temizdim saftım, süsten ve süslü laflardan da uzaktım, yalan söyleyip üstünü örtmedim bir şeylerin. Adam tanıdım sandım adam yerine koydum adam diye sevdim. Sevgisi azalmış teşekkür edebilirim anca, bir yıldır hep bahsi geçen ve benim defalarca deneyip de başaramadığımı o şak diye yapabildi helal olsun. Oturduğum yerden kalkamayacak kadar güçsüz değilim, evet kıç üstü düştüm yalan değil... Hayatımın ilk terkini yaşadım o insan tarafından hiç bırakılamam sandım korktuğum da oldu bundan ve şu ana kadar başıma hep ilk en çok korktuğum geldi. Anladım ki birini kaybetmekten korkmaya başlamışsan, hemen uzaklaşman gerekiyor oradan. Geç anladım. Ben yapamadım güçsüzdüm belki onun gücü beni bu dertten kurtardı böyle bakacağım artık. Hayatımda genellemelere gitme yolunu tercih etmeyeceğim. Hayatı kendi bildiğim gibi ve kendi yolumda yaşayacağım. Kimseyi hayatımda zorla tutacak kadar onursuz olmadım, asla. Kalmak istemediği için defolup gitti, önemimi yitirdim bu kadar basit. ÇÜNKÜ DEĞER DEĞİŞKENDİR. Ama ben hep olduğum bendim. O olduğum beni sevmedi. Bu da çok basit. Mutlu olmaya and içiyorum. Mutlu olmamak için hiçbir sebebim yok. Ah ediyorum az biraz. Tutar mı tutmaz mı bilmiyor ve umursamıyorum zaten. Ama ediyorum..

Hiç yorum yok:

İzleyiciler