20120501

Bir eylemin düşündürdükleri

1 Mayıs.

Çalıştığım yerel gazete için fotoğraf çekmem icap ediyordu. Hayatımın ilk 1 Mayıs mitingine / kutlamasına bu sebeple / şekilde gittim. İtiraf etmeliyim ki çok söylendim, özellikle sabah sevgilimin yanından kalkıp yollara düştüğümde "Sen bi' yarım saat kırk dakika oyalan, biz geliriz sonra," diyen patrongillerin telefon konuşmasından sonra..

Gar'da kalabalık saatler geçtikçe arttı. Pankartlar, flamalar, tişörtler ve her yerde burnuna soğuk su şişesini dayayan su satıcıları ile köfteci ve 1 liraya iki günlük simit satan kurnaz simitçiler ortamı şenlendirdikçe şenlendirdi. Gürültü arttıkça nüfus arttı. Yerlere serilen, uçmasın diye köşelerine çivi çakılan koca koca pankartlarda, gerçekten inanılan bir düş dillendiriliyordu. Eski dostlar birbirine selam vermeseler de aynı yerdelerdi; çünkü hepsinin düşledikleri şey aynıydı bugüne özel.

Saat 11' geçmişti ki gazeteden bir yetkili geldiğini haber verdi bana. Bir iki anı fotoğrafı çektirdi. Doğrusu ne zamandır elime almadığım fotoğraf makinemi işlevine uygun şekilde kullanmak çok iyi geldi. Rengarenk ve beğendiğim fotoğraflar çektim ve çoğu, gazetede yayınlansın diye çekilmedi.

Sosyalist Feminist Kolektif'e üye olmama rağmen onlarla irtibat kuramadım ve zaten 12 buçuk dolaylarında mitingden ayrılacağım için buluşamayacağımıza iyiden iyiye inanmıştım ki, Gökkuşağı Platformu, Kaos GL, Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri Sendikası'na ait flamalar ve pankartlar gördüm. Israrla bana bakıp gülümseyen bir karşı cinsim, büyük bir mutlulukla o rengarenk bayrağı savuruyordu gökyüzüne.

Ben gazetedekilerden uzaklaşıp, bilinçsiz sandığım ayaklarımın gayet bilinçli bir şekilde bu bayrağı sallayan arkadaşın yanına götürdüğü kendimi birkaç dakika sonra, "Dünya yerinden oynar ibneler özgür olsa!" diye şarkı söyler ve dans eder buldum. Seçin'le tanışıklığım vardı; onu davulu müthiş bir şekilde çalar ve hem homoseksüel hem heteroseksüel hem de transseksüel pek çok birey bağıra çağıra dans ederken, yanımdaki arkadaş benim elime bayrağını verdi, "Salla," dedi ve gülümseyerek ve kıvırta kıvırta dans etti. Gerçekten tatlı bir manzaraydı.

Eylemden, evde olmam gerektiği için ayrılırken hem SFK'lılara mazeretimi bildirmiştim, hem bahsi geçen arkadaşla telefon numarası değiş-tokuşu yapmıştım hem de mutluydum. Gerçekten eğlenmiştim. Sadece fotoğraflarını görüp saygı beslediğim pek çok kişiyle burun burunaydım.

Özel bir öğle öncesiydi.

Benim için 1 Mayıs 2012 buydu işte. :)

Hiç yorum yok:

İzleyiciler