Halbuki tüm rüyalar gerçekti... Her düşten biraz biraz: Her kabustan. Varlığını çığlık çığlığa haykıran ergen düşlerinden de çok uzak değil "hali vakti yerinde" tavırlarımız. Kimsenin de kimseden bir farkı yok aslında. Hiçkimsenin.
Herkesin burnu biraz biçimsiz. Herkesin ufak tefek zaafları var. Çizmeli diye kediliği mi bitmişti çizmeli kedinin? Çizgiler kahraman olmadı mı ekranlarda? Nesinde gerçeklik vardı masalların? İyi biten hikayelerin başlangıcı hep olmuş bitmiş zamanları anlatmıyor muydu? Hangimiz bağımsızdık günahlarımızdan? Ve inançsızlığın en dibine vurduğumuz anlarda bile vazgeçemediğimiz kötülük kokan cümlelerimizden?
"Ve özgürlük içimde...Kalbimde." Olsa da olmasa da uğruna ne yazılar yazılmış sevgiler, sevgililer için yazıyorum bunları ben de. İşlediğim her ayrı günah, söylediğim her yalan, gizlediğim her gerçek, aldattığım her ayrı insan, dedikodusunu yaptığım her ayrı kız ve erkek için yazıyorum. Beraber uyuduğum, kokusunu sevdiğim, beraber uyumadığım, kokusundan tiksindiğim her ayrı insan için. Beraber olmayı çok istediğim, beraber olduğum, beraber olmadığım, beraber olma ihtimalinden bile nefret ettiğim her ayrı insan için.
İçeriği artı on sekiz değil cümlelerimin. İtiraflarımın da. Yaşım artı on sekiz: Kendim değil.
Ruhuma çizik attıkları kadar var olanlaradır bu cümleler. Ruhuma bir çizikten daha fazlasını atamayanlaradır. Yaptığım her kötülüğün toplamıyım... Tüm iyiliklerimin toplamı. Kokusunu içine çekmediğim kitaplar kadar olabilmek için varım. Aslında her rüyanın gerçekliğini sezdiğim bu gecede tesadüf edip dinlediğim bir şarkıyı severek anıyorum gelmişleri ve geçmişleri.
Sonsuza dek özlenecek yegane insan mı? Dün gece rüyamda, tam alnının ortasından deldim onu kurşunla. Tek kurşunla.
Ama yürüyüp gitti. Evet alnı delikti. Ama yürüyüp gitti. Yanımdan geçip, gitti.
"Cihan öldü. Onu ben öldürdüm."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder